Medyacark Haber Sitesi
HV
19 OCAK Pazar 06:41

TASARRUF GENELGESİ VE MEMURLARIN BEKLENTİLERİNE İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI

Değerli basın mensupları, Kıymetli Kamu Çalışanları

GÜNCEL
Giriş Tarihi : 22-05-2024 13:31
TASARRUF GENELGESİ VE MEMURLARIN BEKLENTİLERİNE İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI

Enflasyon yüksek seyrini koruyor.
Kamu çalışanlarının ve memur emeklilerinin alım gücü her geçen gün düşüyor.
Maaşlar enflasyon karşısında eriyor.
Bizler, emekliler başta olmak üzere çalışanlarımızın ekonomik durumlarını iyileştirecek, beklentilerini
karşılayacak, verilen sözlerin tutulduğu düzenlemeler bekliyoruz.
Ama uygulama, ekonomideki olumsuzlukları çalışanların haklarından kısarak düzeltmek yolunda
kurgulanıyor.
Geçtiğimiz günlerde kamuda tasarrufu amaçlayan bir genelge yayınlandı.
Kamu kaynaklarının etkili ve verimli bir biçimde kullanılmasının ve israftan kaçınılmasının yalnızca
belli dönemler için değil her zaman uyulması gereken bir kural olduğuna inanıyoruz.
Bu çerçevede kamu kaynaklarının tasarruflu kullanılmasına bizler de destek veriyoruz.
Ancak tasarruf tedbiri adı altında çalışanlarımızın kazanılmış haklarının kısıtlanmasına, toplu sözleşme
hükümlerinin yok sayılmasına karşıyız.
Kamu çalışanlarının haklarına yönelik düzenlemelerin kamu bütçesine katkı yapmayacağı aksine
olumsuz sonuçlar doğuracağı inancındayız.
Özellikle kamuda servis hizmetlerinin kaldırılması hem ekonomik hem de hukuki boyutları
bakımından sorunlu bir uygulama olacaktır.
Servis hizmeti lüks değildir. Bir ihtiyaçtan doğmuştur.
Ulaşımı zor olan kurumlara erişimi kolaylaştırmak, verimliliği ve etkinliği artırmak ve ulaşım
giderlerinden tasarruf etmek amacıyla getirilmiş bir uygulamadır.
Servis hizmetlerini kaldırdığınızda, bu hizmetten faydalananlara toplu taşım kartı verilecektir. Bunun
bir maliyeti vardır.
Bazı kamu çalışanlarımız özel araçlarını kullanmayı tercih edecektir.
Bu durumda hem ulaşım masrafları devam edecek hem özel araçlar nedeniyle şehrin trafiğine
olumsuz etkisi olacak hem de büyük oranda dışa bağımlı olduğumuz akaryakıt tüketimi artacaktır.
Bu uygulamanın ekonomik olarak hiçbir katkısı olmayacağı açıktır.
Bunun yanında servis hizmetlerine ve toplu taşım kartlarına ilişkin olarak toplu sözleşme ve Kamu
Görevlileri Hakem Kurulu kararları bulunmaktadır.
Bu kararlar, başkaca bir işleme gerek kalmaksızın uygulanırlar. Dolayısıyla kanun hükmündedirler.

2
Kanun hükmündeki bir uygulamanın normlar hiyerarşisinde daha aşağıda bulunan genelge ile
kaldırılması hukuki değildir.
Kaldı ki, toplu sözleşme ile karar altına alınmış bir konunun, tek taraflı olarak idari bir kararla iptal
edilmesi toplu sözleşmenin özerkliğine de aykırıdır.
O halde bütün toplu sözleşme hükümlerini iptal etmek mümkün hale gelecek, toplu sözleşmelerin
hiçbir geçerliliği kalmayacaktır.
Kamu çalışanlarımızın kazanılmış hakkı olan servis hizmetlerinin kaldırılmasının önüne geçmek,
sendikacılığın geleceğini korumak ve toplu sözleşmenin hukuki gücünün korunmasını sağlamak adına,
bu hükmün iptal edilmesi için geçtiğimiz gün yargıya başvurduk.
İnşallah yüce Türk adaleti, en hakkaniyetli kararı verecek ve on binlerce kamu çalışanımızın mağdur
edilmesini, hukuka uygun olmayan düzenlemelerle hakların geriletilmesini önleyecektir.
Kamu görevlilerimizin kazanılmış hakları olan giyim yardımının kısıtlanması, fazla mesailere sınır
getirilmesi gibi uygulamalar da doğru olmamıştır.
Bundan sonra da uygulama aşamasına geçildiğinde yine tasarruf genelgesinde yer alan lojman
kiraları, giyim yardımlarının kısıtlanması, kamuda en önemli konulardan bir tanesi olan hizmet araçları
alımının durdurulması gibi konularda da yargı yoluna başvuracağız.
Değerli arkadaşlar,
Kamuda çalışan sayısı OECD ortalamasının oldukça gerisinde bulunuyor.
OECD verilerine göre bir kamu çalışanı Avusturya’da ortalama 18, Kanada’da ve Fransa’da 12,
Finlandiya’da 9, Almanya’da 18, Hollanda’da 19, ABD’de 13 kişiye hizmet verirken yaklaşık 85 milyon
nüfusu olan Türkiye’de 3 milyon 849 bin 203 kadrolu ve sözleşmeli kamu çalışanı bulunmakta ve 1
kamu çalışanına 22 kişi düşmektedir.
Üstelik bu çalışanlarımız ülke geneline homojen bir biçimde dağılmış da değildir.
Bu nedenle birçok ilde ve kurumda insanüstü bir gayretle hizmet üretmeye çalışanlarımız, yetersiz
kadrolar nedeniyle ağır bir iş yükü altında adeta ezilmektedir.
Buna ek olarak emekli maaşlarının da görev aylığının yarısına düşmüş olması nedeniyle tüm
çalışanlarımız 65 yaşına kadar görevde kalmayı tercih etmeye başlamış, emeklilik adeta bir kabusa
dönüşmüş durumdadır.
Birçok kurumda, özellikle kiraların yüksek olduğu illerde boş kalan kadrolar nedeniyle hizmetler
aksamaktadır.
Durum böyleyken kamuya personel alımını emekli olan kamu çalışanı sayısıyla sınırlamak, kamu
hizmetlerinin kalitesinden, etkinliğinden ve verimliliğinden vaz geçmek demektir.
Bu durumda hastaneler doktorsuz, hemşiresiz, okullar öğretmensiz, postaneler dağıtıcısız,
kurumlarımız memursuz mu kalacaktır?
Türkiye Kamu-Sen olarak kamuda daha etkili ve verimli hizmet üretmenin yolunun hakkaniyet ve
adaletten geçtiğine inanıyoruz.

3
Kamu çalışanlarının hakları üzerinden tasarruf sağlama imkân ve ihtimali bulunmamaktadır.
Tasarruftan önce adalet sağlanmalıdır.
Külfeti kamu çalışanına ödetmeden önce nimetten de çalışanlarımıza pay verilmelidir.
Yemediği yemeğin faturasını ödemek ne derece hakkaniyetlidir?
Bu nedenle milyonlarca memur ve memur emeklisinin beklentilerinin karşılanmasını verilen sözlerin
hayata geçirilmesini istiyoruz.
Kamu çalışanlarının ve emeklilerimizin sorunu çok, tasarruf tedbirlerine dayanacak gücü yoktur.
Bu ekonomik şartlar karşısında tasarruf değil bir an önce ek tedbirler alınarak memurlar ve emekliler
rahatlatılmalıdır.
Özellikle hayatın gerçekleriyle uyuşmayan, çalışma hayatıyla ilişiği kalmayan memur emekli
maaşlarının iyileştirilmesini, 12 bin TL tutarındaki ilave ek ödemenin emekli maaşlarına da
yansıtılmasını bekliyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın da taahhüdü olan birinci dereceye gelen tüm kamu çalışanlarının ek
göstergelerinin 3600’e yükseltilmesi için gerekli çalışmanın bir an önce yapılmasını,
Cumhurbaşkanımızın sözünün daha fazla sürüncemede bırakılmamasını istiyoruz.
Anayasa Mahkemesince haksız bir kararla iptal edilen toplu sözleşme ikramiyesinin, sendika üyesi
kamu çalışanlarına tekrar ödenerek ortaya çıkan mağduriyetin giderilmesini, 2 milyon kamu
çalışanının elinden alınan aylık 345 TL ödemenin iadesini istiyoruz.
Vergi dilimlerindeki adaletsizliğin giderilmesini ve çalışanlarımızın gelir vergisi oranlarının %15’e
sabitlenmesini bekliyoruz.
Yardımcı hizmetler sınıfındaki personelin genel idare hizmetleri sınıfına alınarak, bu sorunun
bütünüyle gündemden çıkarılmasını istiyoruz.
Hem ilk atamalarda hem de görevde yükselme sınavlarında mülakatın kaldırılmasını, atama, görevde
yükselme ve unvan değişikliklerinde adalet, hakkaniyet ve liyakate göre hareket edilmesini
bekliyoruz.
Türkiye Kamu-Sen olarak yargıya taşıdığımız tasarruf genelgesinin hukuka uygun olmayan
maddelerinin mahkemelerimizce iptal edileceğine ve adaletin tecelli edeceğine inanıyoruz.
Tasarrufa varız.
İsraftan tasarruf olur; lüksten tasarruf olur; fazladan tasarruf olur ama azdan tasarruf olmaz;
ihtiyaçtan tasarruf olmaz; emeğin hakkından tasarruf olmaz; alın terinin karşılığından tasarruf
olmaz.
Bilinmelidir ki, Türkiye Kamu-Sen olarak tek bir kamu çalışanımızın dahi kazanılmış hakkının
elinden alınmasına müsaade etmeyecek, haklarımızın korunması için her türlü mücadeleyi
yapacağız.
Hepinize saygılar sunuyorum.

metin cengizmetin cengiz

YORUMLAR
G-F4HDBD5PNN