Medyacark Haber Sitesi
HV
09 EYLÜL Pazartesi 18:38

Avrupa yeni bir ortak yaşam formülü bulmalı

‘Avrupa Fikrini Öteki Üzerinden Okumak’ başlıklı söyleşiyle SUBÜ Konuşmaları’nın 74’üncü konuşmacısı olan Bern Eğitim Müşaviri Prof. Dr. Bünyamin Bezci, “Günümüzde Avrupa’nın güvenliği, birlikte yaşama azminden çok daha büyük görünüyor.

YEREL
Giriş Tarihi : 16-05-2024 22:15
Avrupa yeni bir ortak yaşam formülü bulmalı

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın
74’üncü konuşmacısı, ‘Avrupa Fikrini Öteki Üzerinden Okumak’ başlıklı söyleşiyle Bern Eğitim
Müşaviri Prof. Dr. Bünyamin Bezci oldu. Moderatörlüğünü SUBÜ İletişim Koordinatörlüğü’nden
Öğretim Görevlisi Ömer Çiçek’in üstlendiği söyleşide Avrupa fikri farklı bir çerçeveden ele
alınarak; ötekinin bu fikir karşısındaki konumlanışı birlikte yaşama, göç, insan hakları, evrensellik
ve demokrasi bağlamında ele alındı. Programın tamamı üniversitenin YouTube kanalı SUBÜ
Haber’den istenildiği zaman izlenebiliyor.

 

‘Misafir’ formülü
Avrupa fikrinin evrenselleşmesinin Aydınlanma ile olduğunu kaydeden Bern Eğitim Müşaviri
Prof. Dr. Bünyamin Bezci, “Avrupa Aydınlanma ile bir iddia ortaya koymaya çalıştı. Bazen insan
hakları da denilecek olan evrensel kurallar dizgesi ile spesifik bir toplumun dinine, örfüne ya da
genel özelliklerine dayanmayacaklardı. Bu kurallar sistemi aklın gereğince gerçekleşecekti. Kant
da saf akla dayalı kuralların bütün insanlar için geçerli olacağı ve bu şekilde oluşan kurallarla
birlikte yaşamanın mümkün olacağını söylemişti. Ancak birlikte yaşama geleneği tarihsel olarak
Avrupa’da sık görülen bir şey değil. Modern çağda kapitalizmle birlikte gerekli hale geldi.
Avrupa’nın formülü ‘misafir’ demekti. Örneğin Almanya’ya gelen ilk işçilere ‘misafir işçiler’
denilmişti. Esasında Aydınlanma düşmanı bir nevi misafir kılmıştı. Avrupalılar, İncil’deki
‘düşmanın sana bir tokat attığında diğer yanağını çevir” ayetinin hostis bağlamında bir düşmanı
işaret ettiğini, inimicus bağlamında bir düşmanı işaret etmediğini söylerler. Hostis düşman kendi
içlerindeki düşmanlıktır. İnimicus düşman ise kendilerinden tamamen olmayanın düşmanlığıdır.
Haçlı seferlerini meşrulaştıran düşünce de budur. Aydınlanma ise inimicus için misafir statüsü açtı
ve biz öteki ile bu çerçevede yaşayabiliriz dedi. Bunun kurumsallaşması ise 200 yıl aldı.”

 

Müslümanlarla yaşamamız zor
Avrupa’da 2’nci Dünya Savaşı’nın ardından nüfusta ciddi bir kırılma olduğunu belirten Bezci,
“Asıl dışarıdan göçler ise işçi göçleri ile birlikte başladı. Almanya kendi nüfusuyla ülkesini
kalkındırma konusunda sıkıntılar yaşamıştı. Avrupalılar böylesi bir göçün kontrol edilebilir bir
göç olduğunu düşündüler. Ancak, ‘gelenler misafir değilse ya da kalıcı misafirseler onlarla birlikte
nasıl yaşanacak?’ sorusunu 1980’lerde sormaya başladılar. 1555 Augsburg Anlaşması Protestan
ve Katolik kavgasını aşan bir yorum getirerek Avrupa’yı bir nevi Yahudi-Hristiyan kültürü olarak
tanımlamaya çalıştı. Bu tanım Avrupa’da öteki olarak Müslümanların, Asyalıların ve Afrikalıların
kalmasına neden oldu. 1980’lerden sonra bu ötekilerle bir arada yaşamak için geliştirilen çok
kültürlülük, müzakereci demokrasi, birlikte yaşama, ötekine karşı saygı ilkesi gibi teoriler
geliştirildi. Ötekine karşı saygı ise ötekini yine öteki olarak kodluyordu. Bu nedenle gerçek bir
demokrasi için ötekine karşı kayıtsız kalan bir ilişki türü kurmaya çalıştılar. Ancak bu din
boyutunda tıkandı. 1960’lardaki sekülerizm tartışmalarında dinin bütünleştirici yönü olduğu ve
yok denildiğinde yok olmadığı fikri öne çıkmıştı. Buna rağmen 1990’ların sonunda herkesle
birlikte yaşayabiliriz ama Müslümanlarla zor dediler. ‘Kim Avrupalı kim Avrupalı değil?’
tartışması ana eksen haline geldi” diye konuştu.

meleknur cengiz meleknur cengiz

YORUMLAR