Medyacark Haber Sitesi
HV
26 NİSAN Cumartesi 14:21
Advert

Gençler STK’larda yer alarak topluma dokunmalı

‘Toplumsal Gelişmelerde STK'ların Rolü’ konulu söyleşiyle ‘SUBÜ Konuşmaları’nın 93’üncü konuşmacısı olan YTÜ Rektörü ve ÇEKUD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Eyüp Debik, “Gençlerin bir STK’ya yönelmesi ve destek vermesi hem kişisel gelişimleri hem de toplumsal fayda sağlamaları açısından kritik bir adım olacaktır. Topluma dokunmak, sadece akademik bilgiyle sınırlı kalmamak gelecekteki başarılar için de önemli bir fark oluşturacaktır” dedi.

YEREL
Giriş Tarihi : 14-04-2025 21:34
Gençler STK’larda yer alarak topluma dokunmalı

Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) tarafından düzenlenen SUBÜ Konuşmaları’nın
93’üncü konuşmacısı, ‘Toplumsal Gelişmelerde STK'ların Rolü’ konulu söyleşiyle Yıldız Teknik
Üniversitesi Rektörü ve Çevre Kuruluşları Dayanışma Derneği (ÇEKUD) Yönetim Kurulu
Başkanı Prof. Dr. Eyüp Debik oldu. Moderatörlüğünü SUBÜ İklim Değişikliği ve
Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ömer Hulusi Dede'nin
üstlendiği söyleşide; toplumsal gelişmede sivil toplum kuruluşlarının yeri ve önemi, STK'lara
katılımın bu gelişmelere etkisi ve Türkiye'nin çevre bilinci üzerine konuşuldu. Programın tamamı
üniversitenin YouTube kanalı SUBÜ Haber’den istenildiği zaman izlenebiliyor.
Gençler gönüllü çalışmalarda yer almalı
Gençlerin ülkenin geleceği olduğunu vurgulayan YTÜ Rektörü ve ÇEKUD Yönetim Kurulu
Başkanı Prof. Dr. Eyüp Debik, “Gençlerimizin topluma fayda üreten projelerde işin içerisinde
bulunmalılar. Toplumu anlamaları, yapılması gereken işlerin topluma nasıl yönlendirilmesi
gerektiğini bilmeleri, yönetici veya değişik kademelerde görev aldıklarında STK'larda elde
ettikleri tecrübeleri kullanmaları onlara değer katacaktır. Dolayısıyla lise ve üniversite çağlarından
itibaren gönüllü çalışmalara katılmak, gençlerin mesleklerini icra ederken, topluma yaptıkları
işlerin benimsenmesi açısından fayda sağlayacaktır. Üniversitelerdeki öğrenci kulüpleri de sivil
toplum kuruluşları gibi önemli işlevler görüyor. Kulüplerde aktif olarak yer almak, gençleri hayata
hazırlamanın yanı sıra, toplumsal gelişime de katkıda bulunmaları için harika bir fırsat. Öğrenci
kulüpleri aynı zamanda sektörle iletişim kurmaya olanak tanır. Öğrenci kulüplerinde yapılan
çalışmalar, sadece teorik bilgilerle sınırlı kalmıyor, pratiğe dökülerek somut sonuçlar elde
edilmesini sağlıyor. Bu nedenle, tüm öğrencilerimize kendi ilgi alanlarına uygun bir öğrenci
kulübüne katılmalarını ve aktif rol almalarını tavsiye ederim” diye konuştu.
Erken yaşlarda katılımın etkisi yüksek
Çevre bilinci ve sürdürülebilirlik açısından Türkiye'deki durumu değerlendiren Debik, “Türkiye'de
çevreyle ilgili toplumsal algı henüz tam olarak gelişmedi. Sokaklarımızın, caddelerimizin genel
durumu bu konuda bize fikir veriyor. Normalde kültürel ve dini inançlarımız temiz bir toplum
olmamızı gerektirse de, bu durumu çevremizde yeterince göremiyoruz. Ancak son zamanlarda
çevre bilinci artmaya başladı. Türkiye'deki çevre kuruluşlarının bu konuya giderek daha fazla
önem verdiğini gözlemliyoruz. Türk çevre STK'larının uluslararası alandaki etkisi şu an için
sınırlı, ancak kurumsallaşma ve finansal destek sağlandığında bu durumun iyileşebileceğine
inanıyorum. Ayrıca, çevreciliği sadece çevreyi koruma gayesiyle değil, aynı zamanda ahlaki bir
değer olarak da ele almamız gerektiği kanaatindeyim. Çünkü doğa bize bir emanet ve bu emanete
sahip çıkmak hepimizin sorumluluğu. Gönüllülük esaslı çevreci faaliyetlerin etkisine baktığımızda
ise, gönüllülüğün çevre konusunda kalıcı davranış değişikliği oluşturmada ve toplumsal gelişmede
kritik bir rol oynadığını söyleyebiliriz. Sadece kanun baskısı ve cezalar tek başına yeterli değil.
Gönüllülük ve ahlâki değerler bu konuda çok daha etkili. Özellikle erken yaşta gönüllü çevre
çalışmalarına katılım, bu bilincin yetişkinlik döneminde de devam etmesini sağlıyor.”

Üniversite-sanayi-STK iş birliği
Üniversiteler, sanayi ve STK’lar arasındaki iş birliğinin çevresel sürdürülebilirlik açısından
önemine değinen Debik, “Sürdürülebilirlik kavramı aslında ekonomi, toplum ve çevre olmak
üzere üç temel unsuru içeriyor. Bu üç sacayağını birbirinden ayrı düşünmemiz kesinlikle mümkün
değil. Şimdi bu kurumların da rollerine baktığımızda, üniversitelerimiz yeni teknolojiler
geliştiriyor ve bilimsel yöntemler ortaya koyuyor. Sanayi sektörümüz ise bu teknolojileri
uygulayarak üretime dönüştürüyor. İşte tam bu noktada STK’lar devreye giriyor ve bu
uygulamaların topluma uygun bir şekilde aktarılmasını sağlıyor. Aslında bunlar birbirini
tamamlayan, birbirine muhtaç yapılar. Maalesef geçmişte ülkemizde bu üç yapı arasında yeterli
düzeyde bir iş birliği olmadı. Ancak son yıllarda bu konuda önemli adımlar atılmaya başlandı.
Hedefimiz, sanayimizle üniversitelerimizin ortak bir zeminde buluşması ve STK'larımızın da bu
sürece aktif bir şekilde dâhil olması. Eğer bu iş birliğini güçlendirebilirsek hem ekonomik
kalkınmamızı sağlayabiliriz hem toplumsal fayda üretebiliriz hem de çevremizi daha iyi
koruyabiliriz. Bu üç yapıdan herhangi birini ihmal ettiğimizde, sürdürülebilir bir gelecek inşa
etmemiz mümkün olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
Öğrencilere tavsiyeler
Programın sonunda öğrencilere çeşitli tavsiyelerde bulunan Debik, “Yurt dışında bazı ülkelerde
doçent veya profesör olabilmek için hocaların mutlaka bir STK’da görev almış olması esas kabul
ediliyor. Bu durum, STK'ların toplum için ne kadar hayati bir rol oynadığının açık bir
göstergesidir. Ülkemizde henüz böyle bir zorunluluk olmasa da bu örnek STK'ların önemini net
bir şekilde ortaya koyuyor. Gençlerimiz öncelikle kendi üniversitelerindeki öğrenci kulüplerinin
faaliyetlerine aktif bir şekilde destek vermeli. İlgi alanlarına uygun, gönüllü olarak katkıda
bulunabilecekleri kulüplere katılmalı. Bu kulüplerde edinilen tecrübeler, hayata atılınca pek çok
beceri kazandıracaktır. Üniversite kulüplerinin yanı sıra STK’lara da destek olmak, toplumu daha
yakından tanımak için büyük önem taşıyor. Haftada birkaç saat veya ayda bir bile olsa bu tür
kuruluşların çalışmalarına destek vermek, o ortamda bulunmak ufuk açacaktır. Bu sayede, mezun
olunduğunda toplumun ihtiyaçları ve dinamikleri çok daha iyi anlaşılabilecektir. Öğrencilerin bir
STK’ya yönelmesi ve destek vermesi hem kişisel gelişimleri hem de toplumsal fayda sağlamaları
açısından kritik bir adım olacaktır. Topluma dokunmak, sadece akademik bilgiyle sınırlı
kalmamak gelecekteki başarılar için de önemli bir fark oluşturacaktır” dedi.

metin cengizmetin cengiz

YORUMLAR
G-F4HDBD5PNN