Habil Yaşar ile yaptığımız röportajı okumaya hazır mısınız?
Habil Bey sohbetime hoş geldiniz...
Hoş bulduk Esra Hanım.
SORU: Sizi kendi ağzınızdan dinleyebilir miyiz? Kitaplar hayatınıza nasıl girdi, “okur”
olmaktan “yazar” olmaya giden yol nasıl başladı ve ilerledi?
H.YAŞAR:
Esra hanım önce ilginize teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim.
Çocukluğum kitaplarla geçti. Annem ve babam okumayı çok seviyorlardı ve
bana kitap sevgisini aşıladılar. Arkadaşlarımız, tanıdıklarımız, akrabalarımız
okumak için her zaman bizden kitap alırlardı. Evimizde kitap kokusu ciğerlerime
hakim oluyor, ruhumu okşuyordu. Alfabeyi öğrendikten hemen sonra (okuldan
önce babam da bana evde okumayı öğretmişti) ailemin tavsiyesi ile yaşıma
uygun kitaplar okumaya başladım. Böylece bilmeden, duymadan, hissetmeden
okuyarak yazmaya da başladım. Zamanla bunun geçici bir duygu olmadığını
anlayınca kalemi hiç bırakmadım. Kalem benim en iyi arkadaşım ve sırdaşım
oldu. İlk şiirim yedi yaşımdayken yazdığım "Kosmos" (uzay) şiiri idi ve yazarlık
hayatım bu şiirle başladı.
SORU: Kitabınızın ortaya çıkış öyküsünü anlatabilir misiniz?
H.YAŞAR:
4 kitap yazarıyım. “Səni sevdim sevəcəyəm” (2001), “Məni sevgi yaratdı”
(2003) tamamen şiirlerden oluşuyor, “Yoxluğumun Varlığı” (2012) kitabı ise
şiir ve öykülerden oluşuyor, “Yeddinci ayın yeddisi” (2022) ilk romanımdır.
Uzun zamandır gençlerin, özellikle de genç kızların bazı başarısızlıkları kalbimi
kırıyordu. Bir an rahatlayamadım. Şiirlerimde ve öykülerimde bu konuya yer
ayırsam da bununla yetinmedim ve sonunda bir gün bu konuda bir roman
yazarak en azından kısmen kendimi özgürleştirmek istedim. Çünkü roman,
fikirlerin daha kapsamlı ifade edilmesi açısından harika bir tür ve ben de bu
türden faydalanmadan edemedim. Sonuç olarak “Yeddinci ayın yeddisi” adlı
ilk romanımı yazdım.
SORU: İlk çalışmanızın yayınlanması sonrasında neler hissettiniz?
H.YAŞAR:
Unutulmaz, eşsiz, tarif edilemez bir duygu...
SORU: Yazar olarak sizi kimler etkiledi? Bu sanatçıların hangi yönlerini
etkileyici buluyorsunuz?
H.YAŞAR:
Ben daha çok Azerbaycan'ın büyük şairi Nizami Gencevi, Cafer Cabbarlı, Şekspir,
Victor Hugo, Mevlana, Yunus Emre, Tolstoy, Dostoyevski, Drayzer, Jose
Saramago vs.'den etkilendim. Onların bitmek bilmeyen yaratıcı hayal güçleri,
geniş bakış açıları, her zaman ve mekana hitap eden düşünceleri oldukça
etkileyicidir.
SORU: Hangi tür kitaplar daha çok ilginizi çekiyor?
H.YAŞAR:
Her türden kitabı sevmeme rağmen bazıları ruhuma daha da yakın. Fantazi,
psikolojik, macera, romantik, bilimsel, tarih, araştırma kitaplar en çok
başvurduğum kitaplar arasındadır.
SORU: Yaşam felsefeniz ya da bir hayat sloganınız var mı?
H.YAŞAR:
“Sadelikten daha büyük bir insanlık, insanlıktan daha büyük bir felsefe yoktur”
Habil Yaşar.
SORU: Bu sıralar nelerle meşgulsünüz? Geleceğe yönelik planlarınızda neler
var?
H.YAŞAR:
Şu anda dünyada ilk olabilecek farklı bir pandemiyi konu alan bir roman
üzerinde çalışıyorum. Eserde sanatın yanı sıra araştırmaya da yer verilecek.
Umarım bu benim ikinci romanım olur.
SORU: Yazar adayları için nasıl tavsiyeleriniz olur?
H.YAŞAR:
Her ne kadar kendimi öneride bulunacak konumda görmesem de bazı
hususların altını çizmek isterim. Çok Okuyun! Araştırın! Asla geri adım atmayın!
Başarılı bir gelecek için umutlu olun ve mücadeleye devam edin! Ve Mustafa
Kemal Atatürkün ölümsüz sözlerini asla unutmayalım:
‘’Önemli olan ufku görmek değil, ufkun ötesini de görebilmektir!’’
