Bir güreş sezonu daha son buldu. Kim kazandı? Kim kaybetti?
İşini dürüst, yalansız, çıkarsız, menfaatsiz yapanlar kaybetti.
İçi kara, fikri zihni kara, kin tutmuş kalpler, hayatlarını çıkar, menfaat üzerine kuran, çıkarları uğruna her türlü yolu mübah sayan, yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişen, ağzı kalabalık kalbi boş nefes alıp veren, menfaatlerinin adını profesyonel bakış açısı koyan, insanlıktan bi haber sözde insanlar kazandı.
Bu sözde insanlar da görebileceğiniz en iyi özellikleri bencillik, kibir ve riya.
Ürettikleri tek şey, başkalarının sırtından geçinip hava atmak.
İsanca yaşamayı unuttuklarından, insan olmayı da unutmuşlar. İnsanlığını yitirmiş gözü dünyalıktan başka hiçbir şey görmeyenlere bir sözüm var. Bu düşünce ve zihniyette olduğunuz sürece çıkar ve menfaat üzere kurduğunuz dostluklar, arkadaşlıklar, yoldaşlıklar çok uzun sürmez. Gün ola, yol catallaştığında herkes kendi yolunu seçer. Bu yolu seçerken de birbirinizin her türlü açığını bildiğinden, önce davranan diğerini yok eder.
Şöyle durup bir düşündüğümde, aklıma şu kıssa geliyor ve biz hiçbir zaman kaybetmedik Cemil Tekin kardeşim diyorum...
"Alim'in biri suya düşen akrebi çıkarmak için elini uzatmış, akrep bu kendisini kurtarmaya çalışan eli sokmuş. Alim, tekrar elini uzatmış akrep tekrar sokmuş. Nihayet akrebi sudan çıkarmış durumu görenler efendi akrep elinizi soktuğu halde tekrar tekrar denediniz akrebi sudan çıkardınız. Neden? Alim, şu ibretlik cevabı vermiş. O bir akrep doğasının gereğini yapıyor. Bende insanım bende insanlığımın gereğini yapıyorum."
Bizi ısıran akrep çok oldu. Lâkin biz insan olduğumuzu hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız da. Böyle düşündüğümüz için, biz güreş camiasının sevgisini kazandık. Birileri ise, biraz dünyalık biraz da sahte dostlar kazandılar. Duruma bu açıdan baktığımızda tabi insanca bakabilenler açısından söz ediyorum.
"Biz kazandık, onlar kaybettiler."
Yalçın Kaynak / Sadece Güreş Programı Yorumcusu