Medyacark Haber Sitesi
HV
17 MAYIS Cuma 14:18

Kitabın ortasından konuşmaya devam edeceğiz

Yalçın Kaynak
Yalçın Kaynak
Giriş Tarihi : 05-09-2022 18:29


Mevzu çok basit! Birileri çıkıyor yalan, yanlış ve yanlı cümleleri, süslü püslü sözlerle ağızlarını sağa sola yaya yaya sözlerini, üsluplarını öyle bir hale sokuyor ki; insanlar söylediklerinden hiçbir şey anlamasa da netice olarak doğru zannediyor, takdir ediyor, destek veriyor Bizim gibi birileri de çıkıp, kitabın ortasından eğmeden, bükmeden, kıvırmadan, kıvırtmadan ulu orta bodoslama konuşunca, bu konuşma baştan sona doğru olsa bile kimileri konuya muhatap olduğundan rahatsız oluyor. Kimileri muhataplar ile muhatap olduğundan bize hak veremiyor, destek olamıyor. Kimileri yazdıklarımıza, konuştuklarımıza hak verse de hatta konunun muhataplarının yaptıklarından rahatsız olduklarını söyleseler bile, ne hikmettir bilinmez hiçbir şey yokmuş gibi o kişilere yağ bal olup, ahbap oluyorlar. Hele hele kimileri var, "Nasrettin hoca misali" sende haklısın sende mantığı ile, ne şiş yansın ne kebap hesabı arada gidip geliyor. Böyle bir durumda ne yazdıklarımızın, ne yazdıklarımızı okumanın, ne de yazdıklarımızı okuyanın bir önemi kalıyor. Bu da demek oluyor ki; biz yanlış yapıyoruz. Demek ki; doğru olanı doğru zamanda, doğru yerde, doğru üslupla söylemek gerekiyor. Tam bu konu üzerine, şu Ata sözü aklıma geldi. "Yanlış üslûp doğru sözün celladıdır." Yani biz kitabın ortasından öylebir sert üslüpta konuşuyoruz ki; insanların çoğu konuştuklarımızın doğru olduğunu bilse de, sadece çok az bir kısmı bize açıktan destek verip, haklı görebiliyor. Netice olarak; binlerce insanı yalan yanlışlar ile avutmaktansa, onlarca insana doğruları anlatmak yeterli bizim için. Nasıl olsa bir gün mutlaka doğrular, doğru insanları bulur. Biz doğru olarak kalalım yeterki. Yani kitabın ortasından doğruları, gerçekleri en sert, en etkili şekilde anlatmaya, yazmaya devam edeceğiz. Saygılarımla...

YORUMLAR
DİĞER YAZILARI Neden? Makam sahibi ve para babaları önünde boyun eğenler var? NİYET OKUYUCULAR! Toroslara mı çıktın Ali? Ne olmak, ne olmamak gerek? Vekillere mektup var! Merak ediyorum ve soruyorum! MİNDERDE PEŞREV ÇEKEN TÜRK Ne yaptın sen Mustafa? Yakışır Karapürçek'e Türkiye'nin gözü, kulağı Sakarya'da. Sakarya'nın siyasileri, hamileri, abileri, nerede? KİM KAZANDI? KİM KAYBETTİ? İçimden geldi okumasanız da ben yazayım! Sözüm güreş camiasına Yanlış Yer, Yanlış Zaman Başpehlivanlar Şapkalı amca sen haklısın, İsmail Pehlivan sen de haklısın Pehlivana sen gel, sen gelme denilirmiş! Ne umduk ne bulduk Ters köşe yaptın sen beni başkan! Şampiyon burada Hendek'li nerede? Orada bir usta var çok uzakta Cemil'e imkânsız de! Pehlivan! Geliyor gelmekte olan Sözüm kim'e? Sizce kim haklı? KEMER KİMİN? KİM BU DEMİR ADAM KARA YILAN OSMAN AYNUR Gölcük'lü Nedim Pehlivan Altı yapısı olmayanın, üst yapısı sağlam da değildir O bir koca yörük Yine Samsun ve yine bir yiğit KOCA USTA GAZANFER KAHVECİ Faruk Akkoyun Pehlivan Onlar Ailecek Pehlivan: Anne, Baba, Oğul Pehlivan Yağlı güreş ve usta Bir ol da gel Pehlivan Yatağı Samsun (Fatih Atlı) Çay Ocağından Er Meydanlarına Bizde Yiğitler Bitmez: "Sarı Dev Karamürsel'li Boşnak Hüseyin" Yağlı Güreş ve Askerlik Dün Mustafa Bük'tü, Bugün Recep Kara! Feda-Kâr Vefa-Kâr KİM BU KILICI TUTAN EL? Er Meydanlarımızı Pehlivansız Bırakma Başkanım DELİ HİKMET Kispet olursa, kısmet de olur! İsa'yı ararken, Musa'dan mı olduk! Yirmisinde Genç Aslan, Kırkbeşinde Yorgun Aslan KAYBETTİK Birçok suçlu var, bir de suçsuz var, kim suçlu, kim suçsuz! DERDİMİZ BAĞCIYI DÖVMEK DEĞİL YAĞLI GÜREŞ VE BUKALEMUN CÖMERTLİK SADECE PARA İLE Mİ? GÜÇ İLE Mİ? MAKAM İLE Mİ? OLUR Yoruldun be Ali! Feda "Kâr" Başpehlivanlık mı? Boşpehlivanlık mı? Vakti Geldiğinde Konuşacağız